Muhterem Mü’minler!
Her kültürün, onu diğer kültürlerden farklı kılan pek çok özelliği vardır. Bu özellikler, o kültürün mensubu olan toplumların kimliğini, kişiliğini oluşturmaktadır. Aile kurumu ve bu kurumdaki ilişkiler, böyle bir öneme sahiptir. Ailedeki ilişkilerin en önemlisi ise şüphe yok ki evlatların ana-babalarına karşı davranışlarıdır.
Ana-baba saygısı, bizim dinî ve millî kültürümüzde en başta gelen ahlakî görev ve erdemlerden biri olarak görülmüştür. Bunun en açık ifadelerinden biri Resûlullah Efendimiz’in şu uyarıcı sözleridir: “Küçüklerimize şefkatli olmayanlar, büyüklerimize saygı göstermeyenler bizden değildir” [3]
Yüce Allah (c.c) şöyle emrediyor: “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, anne-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Eğer onlardan biri veya her ikisi senin yanında iken ihtiyarlayacak olursa, onlara karşı, öf! bile deme, onları azarlama, onlara güzel ve tatlı söz söyle” [1]. Görüldüğü gibi bu âyette, daha birçok âyet ve hadiste Allah’a kulluktan hemen sonra ana-babaya saygı görevi gelmektedir.
Konuşmaktan, yürümekten, her türlü ihtiyacını görmekten aciz ve çaresiz iken hiçbir karşılık beklemeden, bizler için uykusuz kalan, yemeyip yediren, en ufak bir rahatsızlığımızda istirahatını terk eden, her şeylerini biz çocuklarına en içten duygularla veren, kederlerimizi dahi sevince dönüştüren annelerimiz, elbette ki saygının ve sevginin en güzeline layıktırlar.
Değerli Kardeşlerim!
Allah Teala annelerin çektiği acıları Kur’ân-ı Kerîm’de onlara iyi davranılmasını emrederek şöyle haber verir: “İnsana anne-babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır [4].
Onu ne zahmetlerle karnında taşıdı ve ne zahmetle dünyaya getirdi. Onun anne karnında taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır [5]. İnsana şöyle emrettik. Bana ve anne-babana şükret. Dönüş banadır” [6]
Anne ve babamıza iyi davranmanın şekli şudur. Onlarla konuştuğumuz zaman sözün en yumuşağını, davranışların en güzelini sergilemeliyiz. Tavır ve hareketlerin en gönül alıcı ve rahatlatıcısını içtenlikle anne ve babalarımıza göstermeli, meşru olan tavsiyelerini mutlaka yerine getirmeliyiz, onlara karşı kaba, kırıcı, üzücü söz ve davranışlardan sakınmalı, ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamalıyız
Allah Teala Kur’ân-ı Kerîm’de “Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni koruyup yetiştirdikleri gibi şimdi sen de onlara merhamet et’’ [7] şeklinde dua edilmesini buyurmak suretiyle, anne ve babalarımıza ne kadar içten ve nazik davranmamız gerektiğini anlatmaktadır.
Değerli Kardeşlerim!
Bizim dinî ve millî terbiyemizde ana-babaya saygı ömür boyu süren bir ödevdir. Onları razı etmek, gönüllerini kazanmak hayır dualarını almak her gün ve her saat, başta gelen görevlerimiz arasında olmalıdır.
Hutbemi anne-babaya itaat konusunda sevgili peygamberimizin tavsiyeleri ile bitiriyorum.
Allah’ın rızası (anne ve) babanın rızasına, Allah’ın hoşnutsuzluğu da (anne ve) babanın hoşnutsuzluğuna bağlıdır [2]. Anne babanıza iyilik edin ve ihsanda bulunun ki, çocuklarınız da size itaat etsin ve saygı göstersinler [8]. Rızkının çoğalmasını ve ömrünün bereketlenmesini isteyen, anne ve babasına iyilik ve ikramda bulunsun [9].
______________
[1] İsrâ, 17/23. [2] Tirmizî, “Birr”, 3.
[3] Tirmizî, “Birr”, 15; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 257.
[4] Lokmân, 31/15. [5] Ahkâf, 46/15.
[6] Lokmân, 31/15. [7] İsrâ, 17/23.
[8] Taberânî, Kebîr, II, 8. [ 9] Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 156.
Hasan YAZICI
Terazidere Camii İmam-Hatibi
Bayrampaşa