Muhterem Müslümanlar!
Yüce Allah, iyilik ve kötülük konusunda bizleri aydınlatmış, iyiliği emredip kötülükten nehyetmiş, tercihlerimizde ise bizi serbest bırakmıştır. Buna karşılık yaptıklarımızdan sorumlu olacağımızı bildirmiş; iyilikleri ödülle, kötülükleri ceza ile karşılayacağını bildirmiştir. Bunun yanında günah işleyen kullarına, tövbe ve bağışlanma imkanı da vermiştir. Tövbe, kulun işlediği bir günahtan pişmanlık duyup, bir daha işlemeyeceğine dair yüce Yaratıcı’ya söz vermesi ve O’ndan af dilemesidir. Af dileme isteği, kulun hatalarından dolayı vicdanında duyduğu rahatsızlıktan ortaya çıkar. Günahlar, Allah’ın rızası ile kul arasında bir perdedir. Bu perdenin ortadan kalkması, kişinin yapacağı tövbeye bağlıdır. Sevgili peygamberimiz, kulların günah işlemeleri ve tövbe etmeleriyle ilgili şöyle buyurmuştur. “Her insan günah işleyebilir. Günah işleyenlerin en hayırlıları ise tövbe edenlerdir”[2].
Değerli Müminler!
Tövbe bütün müminlere Allah’ın bir emri, bir kulluk vecibesidir. Çünkü kullar, Allah'ın kendilerini mükellef kıldığı her hususu, ne kadar gayret etseler de gereği gibi yerine getiremeyip hata yapabilirler. Bunun için yüce Rabbimiz: “Ey müminler hepiniz Allah'a tövbe edin ki kurtuluşa eresiniz”[4] buyurmuştur. Sevgili Peygamberimiz de, kulların tövbe etmesinden Allah Teâlâ’nın hoşnut olacağını şu şekilde dile getirmiştir: “Kulunun tövbesinden dolayı Allah Teâlâ’nın sevinci, sizden birinizin ıssız çölde bineğini kaybedip de bulduğu andaki sevincinden daha fazladır”[3].
Muhterem Cemaat!
Tövbenin Allah katında makbul olması için; içten gelerek, tam bir ihlâsla yapılması gerekir. Bu da işlenen günahtan dolayı kalp ile pişman olup, dil ile istiğfar etmek, fiilen de günahı terk edip bir daha ona dönmemekle mümkün olur. Bunun yanında, kul hakkı ve kamu hakkı içeren konularda tövbenin kabul edilebilmesi için öncelikle hak sahiplerinin hakkını vermek ya da onlarla helâlleşmek gerekir. İşte böyle bir tövbe Kur’an’da içtenlikle yapılan tövbe olarak ifade edilmiş ve şöyle buyrulmuştur: “Ey iman edenler Allah'a içtenlikle tövbe edin...”[1].
Kıymetli Müminler!
İnsanları hayata bağlayan âmillerin başında inanç ve ondan kaynaklanan ümit gelmektedir. İşte tövbe ve beraberinde gelen bağışlanma ümidi, günaha dalarak ümidini yitirmiş kişilerin yeniden hayata bağlanması ve yaşayışında ortaya çıkan çileli durumlara katlanmasını sağlar.
Öyleyse Allah'a iman etmiş kişiler, bilerek veya bilmeyerek günah işledikleri zaman hemen Allah'a yönelip tövbe etmelidirler. Çünkü Yüce Rabbimiz samimiyetle ve şartlarına uygun olarak yapılan tövbeleri kabul edeceğini, günahları bırakıp kendisine yönelenlerden razı olacağını bizlere açık bir şekilde bildirmiştir. Zira günahkârlar için Yüce Allah'ın rahmet, mağrifet ve kereminden başka bir sığınak yoktur. Hutbemi, Şûrâ sûresi 25. âyetin meâli ile bitiriyorum: “Allah, kullarının tövbesini kabul eder, kötülükleri bağışlar ve yaptıklarınızı bilir”[5].
__________________
[1] Tahrîm, 66/8.
[2] İbn Mâce, “Zühd”, 30.
[3] Buhârî, “Deavât”, 4.
[4] Nûr, 24/31.
[5] Şûrâ, 42/25.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 21.10.2005 tarihli hutbesidir.