Muhterem Mü’minler!
Dinimiz evliliğe çok önem vermiştir. Nikahlanarak evlenmeyi, aile hayatına dikkat etmeyi, zina ve benzeri hatalara düşmemek için alınması gereken tedbirleri pek çok ayet-i kerime ve hadis-i şerifler zikretmiştir. Tefsir, hadis ve fıkıh kitaplarında bu konu uzun uzun anlatılmıştır. Aile, kişinin hem huzur bulduğu bir ortam, hem neslin devamı için bir vesile hem de kişiyi dinen günah sayılan çeşitli kötülüklerden alıkoyan bir vasıtadır.
Yüce Mevla “İçinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi O’nun varlığının delillerindendir. Bunda düşünen insanlar için dersler vardır.” [1] buyurmaktadır. Bu ayet evlilik ve aile hayatındaki hikmetlerin bir kısmını bizlere beyan etmektedir. İslam dini manevî huzur ve sükun, cinsel ihtiyaçların karşılanması ve neslin devamı gibi evlilik kurumunun en önemli üç yönünü dikkate almış, bu birlikteliğin meşru ölçülerde nasıl gerçekleştirileceğine dair bilgiler vermiştir. Gayr-i meşru ve nikahsız beraberlikler çirkin görülüp yasaklanmış, evlilik teşvik edilmiştir. Peygamberimizin şu hadisi bu teşvikin en güzel ifadelerindendir: “Nikah benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetime uymazsa benden değildir”[2].
Aziz Cemaat!
Dinimiz evlilik hakkında bazı sınırlamalar getirmiştir. Kan, süt ve sıhrî hısımlık sebebiyle birbirleriyle evlenmesi haram olanlar Kur’ân’da ayrıntılı olarak sayılmış [3], bunun yanında müslüman bir kadının müslüman bir erkekle evlenmesi hükme bağlanmıştır [4]. Aile hayatına ilişkin bazı hükümler getiren İslam dini eşlere karşılıklı hak ve sorumluluklar yüklemiştir. Evleneceklerin bu hak ve sorumlulukları evlilik kurumuna adım atmadan önce öğrenmeleri, kurulacak yuvayı daha sağlam hale getirecektir. Bu açıdan, evlilik hayatındaki helal ve haramların bilinmesi için önceden aile hayatına ilişkin konuları iyice öğrenmek gerekir.
Evliliği eşlerin birbirine verdiği sağlam bir teminat olarak niteleyen dinimiz erkeğe hanımıyla iyi geçinmesini emretmiştir [5]. Peygamberimiz de “mü’minlerin en seçkinlerinin hanımlarına karşı iyi davrananlar olduğunu” [6] beyan etmiştir. Bunun yanında Peygamberimiz kadının da kocasına karşı saygılı olmasını öğütlemiştir. [7]
Dinimizde evlilik sırasında erkek kadına mehir adıyla belirli bir para veya mal öder ya da ödemeyi taahhüt eder. Mehir, evlenilen kadının kendisine verilir ve kadın bunda dilediği gibi tasarrufta bulunur. Mehrin amacı kadına iktisadî bir güç kazandırma ve boşanmanın suistimal edilmesini önlemektir. Özellikle boşanmalara sıkça başvurulan dönem ve bölgelerde mehrin sebepsiz boşanmalara engel olduğu bir gerçektir [8]. Allah’ın en sevmediği helal olan boşanma [9] birbirleriyle geçinemeyen eşlerin en son başvuracakları bir çözüm şeklidir. Bunun müslüman bir toplumda sebepsiz ve anlamsız bir şekilde artması kaygı verici bir gerçektir. Kızgınlık anlarında bilgisizce söylenen “boş ol” gibi açık veya boşanma anlamına gelen kinayeli sözlerle birçok aile parçalanma durumuna gelmektedir. Dinimiz erkeğe kadın üzerinde baskıya izin vermediği gibi boşanma konusunda da erkeğe sınırsız bir yetki tanımamıştır. Bu sorunu azaltmak için dinimizin hükümlerini iyice öğrenerek evlenmeli, evlendikten sonra da anlayışlı olmalıdır.
Değerli Din Kardeşlerim!
Toplumumuzda meşru olmayan birliktelikler, gizli evlilikler, hak ve sorumluluklar iyice bilinmeden yapılan evlilikler yüzünden bir çok genç erkeğimiz ve kızımız aileleriyle beraber mağdur olmaktadır. Özellikle resmî nikah yapılmadan evliliğe başlamak bu mağduriyetlerin önde gelen sebeplerindendir. Bu itibarla kurulacak evlilikler başta resmî yolla yapılmalıdır.
Müslüman milletimize çeşitli yollarla dayatılmaya çalışılan İslamî olmayan birliktelikler ve aile modellerine karşı topyekün bilinçli olalım. Kendimizi, evlenecek olan çocuğumuz, akrabamız, arkadaşımız ve komşumuzu bu konularda bilinçlendirelim. Dağılmış aileler, sokaklarda kalmış çocuklar, aldatılan ve mağdur olan kadınlar ve gençlerimizin sayısının artmaması için hepimiz, üzerimize düşen görevleri yerine getirelim.
______________
[1] Rûm, 30/21. [2] İbn Mâce, “Nikâh”, 1.
[3] Nisâ, 4/23. [4] Mâide, 5/5; Mümtehine, 60/10.
[5] Nisâ, 4/19. [6] Tirmizî, “Radâ”, 11.
[7] Buhârî, “Ahkâm”, 1; Ebû Dâvûd, “Nikâh”, 40; İbn Mâce, “Nikâh”, 4.
[8] Mehmet Akif Aydın, “Aile” md. Diyanet İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 1989, c. II. s. 199-200.
[9] Ebû Dâvûd, “Talâk”, 3.
Mustakim ARICI
Vâiz/İstanbul Müftülüğü